Antalya Memorial Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ümit Çakmak, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle yüksek tansiyon hastalarının hayatını kolaylaştıracak 7 önemli ipucunu açıkladı.
Kalpten vücuda taşınan kanın atardamarlara uyguladığı kuvvetin yüksek olduğu yaygın bir durum olan hipertansiyon, halk arasında ise yüksek tansiyon adıyla biliniyor. Kontrol altına alınmadığında ise kalp hastalıkları, inme, böbrek hastalığı, ani ölüm gibi ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Önlenebilir bir hastalık olan ve herhangi bir belirtisi görülmeyen sinsi bir rahatsızlık olan yüksek tansiyona hastası birçok kişi bu hastalığa sahip olduğunu dahi bilmeyebiliyor. Memorial Antalya Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ümit Çakmak, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü nedeniyle, bu hastalığa sahip kişilere yüksek tansiyondan korunma yollarını anlattı.
“Ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir”
Yüksek tansiyonun en önemli nedenlerinin başında yeterli fiziksel aktivite yapmamak ve sağlıksız yaşam tarzı seçimi olduğunun altını çizen Çakmak, “Kalp atarken ölçülen kan basıncına sistolik tansiyon, kalbin yumuşadığında ölçülen kan basıncına diyastolik tansiyon denir. Normal şartlar altında sistolik tansiyon 120mmhg ya da 12, diyastolik tansiyon 80mmhg ya da 8 altında olması gerekir. Bu değerlerin üzerindeki tansiyon hipertansiyon olarak kabul edilir. Yeterli düzenli fiziksel aktivite yapmamak gibi sağlıksız yaşam tarzı seçimleri nedeniyle ortaya çıkabilir. Diyabet ve obezite gibi belirli sağlık durumları da yüksek tansiyon gelişme riskini artırabilir. Tedavi edilmeyen yüksek tansiyon; kalp krizi, felç ve diğer ciddi sağlık sorunları riskini artırır” dedi.
“Evde yapılan düzenli ölçümler önemli”
Özellikle sabah ve akşam saatlerinde ikişer kan basıncının ölçülmesi gerektiğini söyleyen Memorial Antalya Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ümit Çakmak, “Evde kan basıncı ölçümünde, kol için uygun manşonlu ve onaylı otomatik tansiyon ölçüm aleti kullanılır. Ev ölçümleri en az beş gün yapılmalıdır. Kan basıncı, sabah ve akşam saatlerinde ve her seferinde en az ikişer kez ölçülmelidir. Evde kan basıncı ölçümü en az beş dakika dinlendikten sonra yapılmalı ve ölçümden önceki 30 dakika içinde sigara veya kahve içilmemeli, egzersiz yapılmamalıdır. Bir dakika arayla iki ölçüm alınarak bu iki ölçümün ortalaması kaydedilmelidir. Kan basıncı ölçümünde kullanılacak otomatik tansiyon ölçüm cihazının koldan ölçüm yapan cihaz olması önemlidir. Bilekten ölçüm yapan cihazlar evde kan basıncı takibinde önerilmemektedir” ifadelerini kullandı.
“Herhangi bir neden olmadan ortaya çıkabilir”
Erişkinlerde görülen hipertansiyon şikayetlerinin yüzde 90-95 gibi büyük bir oranında tanımlanabilir bir neden bulunmadığının söyleyen Çakmak, “Tanımlanabilir bir nedeni olmayan bu hipertansiyon türüne birincil (primer) hipertansiyon denir. Daha nadir görülen ve altta yatan bir nedene bağlı ortaya çıkan hipertansiyona ise ikincil hipertansiyon denir. Bu tabloya yol açan tıbbi durumlar arasında; böbrek hastalıkları, böbreküstü bezi tümörleri, böbreğe giden kan damarlarında doğuştan gelen kusurlar, tiroid hastalıkları ve obstrüktif uyku apnesi yer alır. Bazı hallerde de doğum kontrol hapları, soğuk algınlığı ilaçları, ağrı kesiciler, kortizon içeren ilaçlar, meyan kökü şurubu, kokain ve amfetamin gibi yasa dışı uyuşturucu ilaçlar yüksek tansiyona neden olabilir” dedi.
“Yaşam tarzında değişiklik yapın”
Hipertansiyon rahatsızlığı bulunan kişilerin yaşam tarzında değişiklikler yapmasının fayda sağlayabileceğini vurgulayan Memorial Antalya Hastanesi Nefroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ümit Çakmak, “Toplum sağlığı açısından erişkin bireyin kan basıncı hangi evrede olursa olsun uygun yaşam tarzı değişiklikleri önerilmelidir. Eğer bireyin kan basıncı artmış ise (sistolik 120-139 mmHg, diyastolik 80-89 mmHg) bu öneriler ısrarla vurgulanmalıdır. Hastanın yüksek tansiyonu var ise yaşam tarzı değişikliği önerileri mutlaka uygulanmalıdır. Öncelikle ideal vücut ağırlığını koruyun: Hasta fazla kilolu ise uygun kiloya inmesi önerilmeli veya en azından kilo vermesi (ağırlığının en az %5-10’u kadar kilo kaybı) teşvik edilmelidir. Tuz kısıtlaması uygulayın, günlük sodyum alımı 2-2.4 g (5-6 g tuz) ile sınırlandırılmalıdır. Türkiye’de genel popülasyonda yapılan SALTURK çalışmaları günlük tuz tüketiminin oldukça yüksek olduğunu (yaklaşık 15 g/gün) ve bunun hipertansiyon ile ilişkisini göstermiştir” ifadelerini kullandı.
“Sigara ve alkolden uzak durun”
Hipertansiyon hastalarının beslenmesinde ağırlıklı olarak sebze ve meyve, az yağlı besinler, tam tahıl, sebze kaynaklı protein ve haftada en az iki kez balık yer alması gerektiğini vurgulayan Çakmak, “Çabuk tüketilen, işlenmiş ve aşırı yağ, rafine şeker ve tuz içeren yiyeceklerin tüketiminden kaçınılmalıdır. Hipertansiyonu olan hastaların sigara kullanmaması, kullanıyor ise mutlaka bırakması tavsiye ve teşvik edilmelidir. Sigara bırakma kalp damar hastalıklarını azaltmada en etkili önlemlerden biridir. Yüksek tansiyonu olan hastaların alkol kullanması önerilmez. Eğer kullanıyorlarsa erkekler için en fazla 20-30 g/gün (günde 2 kadeh), kadınlar için en fazla 10-20 g/gün (günde 1 kadeh) ile sınırlanmalı ve daha fazla miktarda alkol tüketmemeleri öğütlenmelidir. Hastalara yaşına ve fiziksel durumuna uygun şekilde düzenli fiziksel aktivite/egzersiz yapması tavsiyesi verilmelidir. Genel olarak haftada en az beş kez 30 dakikadan az olmayan aktivite önerilmektedir. Buna ek olarak gün boyunca da hareketli bir yaşam öğütlenmelidir. Davranışların düzenlenmesi ve gevşeme teknikleri hakkında önerilerde bulunulmalıdır. Yaşam tarzı değişikliklerine rağmen kan basıncı yüksek seyreden hastalara ilaç tedavisi başlanmalıdır” önerilerinde bulundu.