ÖYLE GEÇER Kİ ZAMAN…

Musa CANKAT//2 HAZİRAN 2024
Erdoğan! sen Esat’ın kirli bir kopyası, Pensilvanya’nın eski sevdalısı, Washington’un daimi tutsağı, Kandil’in tavizsiz havarisi, Ermeni hısımı, Türklüğün yaşayan düşmanısın!” Alkışlar…
“Erdoğan, sende mertlik işportaya düşmüş! Senin yaptıklarına ancak iblis teşebbüs edecektir.” Yine alkış ve alkışlar..
“Erdoğan, aslında Türk tipi değil Tayyip tipi başkanlık hayali kurmaktadır. Tek adam diktatörlüğü, tahtsız ve taçsız sultanlık peşinde koşmaktadır. Rüşvet ve yolsuzluk çamuruna batmıştır.”
“Alçaksın ve şerefsizsin!!!! Bu kez ayakta alkışlamalar…
Yukarıda ki sözler bana göre değil; ne terbiyem ne de karakterim buna asla izin vermez…
Kişisel düşmanım olsa dahi; böylesi aşağılayıcı sözleri söyleyemem…
Üstelik:
Bu niteliksiz bayağı sözcüklerin muhatabı; Türk Milletinin oylarıyla görevlendirilmiş devletin sorumluğunu taşıyan bir seçkine asla söylenmez söylenmemelidir de…
Çünkü:
Türk Milleti, asla “şerefsiz ve asla alçak” değildir; Bir alçağa, bir şerefsize oy verip başına taç yapmaz…
Ama işte!
Ucuz kahramanlık sınır tanımıyor; insan oğlu bu, ağzı torba değil ki büzesin.Hele bir de havasını buldu mu,ortamda elveriyorsa eğer,desteksiz atışa devam..
Gelin görün ki:
“Sap döner, keser döner,devran döner”;bu derenin suyuna muhtaç olur,ayakta durabilmek için düne unutarak muhatabıyla geleceğe kol, kola kader birliği yaparak yürümeye,çalışırsın…
İyi bakın göreceksiniz!
Sözde politika diye, kişilik haklarına dil uzatılan merci; şu anda Sultan Abdülhamit de olmayan bir yetki ile ülkemizi yönetmekte… Dün:
Onu, kulağa hoş gelmeyen üslupla, acımasızca eleştiren muhterem kıdemli büyüğümüz de;2015 Yılından bu yana, O’nun sağ yanında yere düşmemesi için dört elle ayakta tutuyor…

Her İkisine de maşallah! Allah nazardan korusun…
Allah milletimize, sabırlar versin…