İzmir’de yaşayan ve eşi Güneş Özkaya Çamur ile nikahları; kemik iliği kök hücre nakli için tedavi gördükleri Kent Hastanesinde kıyılan İlker Çamur, hem ikinci hayatına başlamanın hem de evliliklerinin ikinci yıl dönümünü, doktor ve hemşireleriyle birlikte kutladı. Nakli gerçekleştiren Doç. Dr. Ahmet İfran, “TÜRKKÖK kan ve kemik iliği bankası bizim için çok önemli. Bağış sürecinde vazgeçmeler olabiliyor. Bunlar hastaya çok büyük hasar veriyor. Bu konuda bilinçli olunmasını istiyoruz” dedi.
4 yıl önce tanışan İlker Çamur (46) ile Güneş Özkaya Çamur (45) çifti, gelecek planları yapan iki sevgiliydi. 9 Haziran doğumlu olan Özkaya, geçen yıl kendisine doğum günü hediyesi olarak bir özel tıp merkezinden check-up paketi aldı, sevgilisini de birlikte sağlık kontrolünden geçirmeye ikna etti. Herhangi bir sağlık şikayeti olmayan Çamur’un kan tetkik sonuçları kötü çıktı. Sonuçları değerlendiren hekim, Çamur’u hematoloji uzmanına yönlendirdi. Çamur, Ege Üniversitesi Hastanesinde Prof. Dr. Fahri Şahin tarafından tedaviye alındı. Tetkikler sonucunda Çamur’un kan kanseri ve 4. evre lenfoma olduğu belirlendi. Çamur’a kemoterapi başlandı; ancak şansızlıklar İlker Çamur’un peşini bırakmadı, bu kez korona virüse yakalandı. Bir hastanede 25 gün yatan ve ölümden dönen Çamur’un tekrar Ege Üniversitesi’nde tedavisine başlandı. Kız isteme ve nişan merasimi için 1 Mayıs’ı planlayan çift, Çamur’un hastanede yatması yüzünden bu töreni hastane odasında gerçekleştirmek zorunda kaldı. Çamur Ege Üniversitesi Hastanesinde 57 gün tedavi gördü. Donörü olmayan Çamur’a ‘TÜRKÖK Bankası’ndan uygun verici bulundu. Bunun üzerine Çamur, nakil için 26 Temmuz 2022 günü Acıbadem Kent Hastanesine nakledildi.
Nakil öncesi nikah kararı almışlardı
Yaşamları bir check-up sonrasında değişen ve evlilik yolundaki törenlerini hep hastanede yapmak zorunda kalan çift, nakil öncesinde nikah kararı almıştı. 1 Ağustos 2022 tarihinde Acıbadem Kent Hastanesinde nikahları gerçekleşmişti. Çiftin şahitliklerini Prof. Dr. Fahri Şahin ve İzmir Kent Hastanesi Kemik İliği Nakli Merkezi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İfran yapmıştı. Çift nikahtan sonra nakil için tecritte tutulacakları odaya alınmıştı. TÜRKKÖK’ten bir gönüllünün bağışladığı kök hücre, Prof. Dr. İfran tarafından 9 Ağustos’ta Çamur’a nakledilmişti. Çamur çifti, hem naklin hem de evliliklerinin ikinci yıl dönümlerini doktorları ve hemşireleriyle birlikte kutladı. Çift, kutlama pastasını “sağlıkla nice yıllara” dilekleriyle kesti.
“İyi durumda olduğunu görmek çok güzel”
Nakil sürecinin çok zorlu olduğunu ve kolay geçmediğini anlatan Acıbadem Kent Hastanesi Kemik İliği Nakli Merkezi Hematoloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet İfran, “İlker Bey’in nikahlarını tam 2 yıl önce burada kıymıştık. Arkasından da akraba dışı vericiden kök hücre naklini yapmıştık. Şu anda 2. yılda ve iyi durumda olduğunu görmek çok güzel. Bizim kemik iliği naklinden beklediğimiz de bu. İnsanların yeni bir hayata kavuşması, umutlarının olması, uzun ve sağlıklı bir yaşam sağlayabilmek. 2 yıl boyunca da İlker çok şeyler yaşadı. Fakat bugüne kadar gelmeyi başardı. Kemik iliği nakli yapılınca bitmiyor. Ondan sonrasındaki takipleri ve tedavileri de çok önemli ve yorucu olabiliyor. Fakat sonucu iyi olduğunda hem hastalarımız hem yakınları hem de biz çok mutlu oluyoruz” diye konuştu.
“Vazgeçmeler yaşanabiliyor, bunlar hastaya hasar veriyor”
Kardeş vericisi olmadığı için nakli, akraba dışı vericiden yaptıklarını aktaran İfran, şunları kaydetti:
“TÜRKKÖK kan ve kemik iliği bankası bizim için çok önemli. Orada bir yığın kayıtlı insan var. Gönüllü olarak kemik iliği vermeye çalışıyorlar. Ancak bizim yaşadığımız sorunların başında, gönüllülük esasına dayalı olduğu için sürecin bir yerinde veya en sonunda vazgeçmeler yaşanabiliyor. Bunlar hastaya çok büyük hasar veriyor. Bu konuda bilinçli olunmasını istiyoruz. Eğer ki kesin karar vermediyseniz veya aklınızda soru işaretleri varsa ve bunları gideremiyorsanız, kemik iliği için vericisi olmayın veya olmak istiyorsanız da sonuna kadar süreci götürün.”
Bazı reaksiyonlar görülüyor”
Sözlerini sürdüren Doç. Dr. İfran, ara dönemde yeni verdikleri kemik iliğinin, hastanın vücuduna yaptığı bir takım hasarların olabileceğini ifade etti. Bu durumu önlemek için ilaçların kullanıldığını ama engelleyemedikleri bazı reaksiyonların bulunduğunu açıklayan İfran, şöyle devam etti:
“Bunlar kemik iliğinin vücudu bir şekilde yabancı görmesinden kaynaklanan reaksiyonlar. Göz problemleri, ışığa karşı duyarlılık, cilt problemleri, enfeksiyonlar. Bunların hepsi kemik iliği naklinden sonra gördüğümüz veya görebildiğimiz komplikasyonlar.”
“Zorlu süreçlerden geçtik”
Yaşadıkları süreci anlatan İlker Çamur’un eşi Güneş Özkaya Çamur ise “Doğa bizi kavuşturdu. Yine yaşantımıza doğada devam ediyoruz. Zorlu süreçlerden geçtik. Ama bu zorlu süreçlerde önemli olan iki kişinin aradaki bağı koparmaması ve birbirlerine inanması. Bu mücadelede birlikte hareket etmesi gerekiyor. Biz bunu başardık” diye vurguladı.
Eşi İlker’in nakil sonrasında ve nakil öncesinde entübe olduğunu belirten Güneş Çamur, daha mücadeleci olmalarının ve bir insanın vücuduna çok iyi bakması gerektiğinin altını çizdi.
“15 santimetre açılan bir cam kenarında hayatımı geçirmek zorunda kaldım”
Kendilerine daha sakin bir hayat oluşturmayı amaçladıklarını ifade eden Güneş Özkaya Çamur, “Ben ağacı, doğayı seven bir insan olarak; refakatçı konumunda 15 santim açılan bir cam kenarında hayatımı geçirmek zorunda kaldım. Sabır çok önemli. Ayda bir kez kontrollerimize geliyoruz. Hayalimiz olan, bir köy evi ve sakin bir yaşantıyı sağlayabildik. Şimdi oraya yerleşmeyi amaçlıyoruz” açıklamalarında bulundu.
“Ben de bir hayata dokunmak istedim”
31 Aralık 2023 tarihinde ben de gönüllü olarak donör olduğunu söyleyen Güneş Çamur, sözlerine şunları da ekledi:
“Ben de bir hayata dokunmak istedim. Bizim hayatımıza da dokunan, hiç tanımadığımız bir kahramanımız var. Ben de inşallah bir kahraman olmayı ve bir hayata dokunmayı dört gözle bekliyorum.”
“Bağış değil, bir insana yeniden hayat vermek”
Bu süreçte eşine ve doktorlarına çok minnettar olduğunu dile getiren İlker Çamur, “Eşim olmasaydı süreç bu kadar kolay yürümezdi. Bu bir bağış değil. Aslında bir insana yeniden hayat vermek. İnsanlar bunu sadece bağış olarak görmesinler. Yeni bir yaşamı başlatmak olarak görsünler. Bu bağışta yapılacak, korkulacak hiçbir şey yok. Kan vermekten farksız. Şimdi hayatı daha değerli olarak görüyorum. Çünkü bu kadar çekilen acı ve verilen emek var” şeklinde konuştu.