KESK Bursa Şubeler Platformu ve TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, 14 Ekim 2024’te Amasra maden faciasının ikinci yıldönümü dolayısıyla ortak bir basın açıklaması yaptı. KESK Enerji, Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası Bursa Şube Başkanı Uğur Üçöz, açıklamada sert ifadelerle faciada yaşanan ihmallere ve iş cinayetlerine tepki gösterdi.
“İş Cinayetleri Kader Değil!”
Üçöz, iki yıl önce Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait işletmede yaşanan faciada 43 madencinin göz göre göre gelen bir kaza sonucu yaşamını yitirdiğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Sermaye düzeni her yıl yaşanan binlerce iş kazasını, ölümleri ve yaralanmaları kader olarak sunmaya çalışıyor. Ancak, hepimizin bildiği gibi, iş cinayetlerinin neredeyse tamamı önlenebilir sebeplerden kaynaklanıyor.”
2024 yılının ilk dokuz ayında 1.371 işçinin iş kazalarında hayatını kaybettiğine dikkat çeken Üçöz, Amasra’da yaşanan facianın ardından ortaya çıkan gerçeklerin de bu ölümlerin ihmal sonucu olduğunu gözler önüne serdiğini ifade etti.
“Patronlar ve Yetkililer Sorumluluk Almaktan Kaçıyor”
Üçöz, madenciliğin yüksek risk taşıyan bir sektör olduğuna ve proaktif önlemler alınmasının zorunlu olduğuna vurgu yaparak şunları ekledi:
“Amasra faciasında havalandırma sisteminin yetersizliği yüzünden metan gazı temizlenemedi. TBMM Araştırma Komisyonu raporları ve TTK’nın yazışmaları, idarenin alınması gereken önlemleri göz ardı ettiğini açıkça ortaya koyuyor.”
Üçöz, bu tür faciaların sadece Amasra ile sınırlı olmadığını; Soma, Ermenek, Şirvan ve İliç gibi birçok madende benzer facialar yaşandığını belirtti. “En yetkili ağızlardan, iş kazalarının ‘madencinin kaderi’ olarak sunulması, yeni katliamlar için açık bir davetiyedir” diyerek yetkililerin sorumluluktan kaçtığını eleştirdi.
“Talan Düzeni İnsan Hayatını Hiçe Sayıyor”
Açıklamada, Türkiye’de madencilik ve enerji sektöründe uygulanan özelleştirme ve taşeronlaştırma politikalarının, hem işçi sağlığını hem de doğal kaynakları tehdit ettiğine dikkat çekildi.
“Bu ülkenin zenginlikleri yerli ve yabancı tekellerin eline bırakılmış durumda. Ormanlar, tarım alanları, su kaynakları, sermaye düzeninin rant projelerine kurban ediliyor. Sermaye cebini doldururken, emekçilere kölelik koşullarında sömürülmek ve madenlerde diri diri toprağa gömülmek düşüyor.”
“Direniş Bizim Görevimiz”
Üçöz, Kaz Dağları, Akbelen ve Cerattepe’de yürütülen doğa ve yaşam savunusu mücadelelerini hatırlatarak, sermaye düzenine karşı direnişin zorunlu olduğunu ifade etti.
“Yaşamlarımızı sermayenin insafına bırakmayacağız! Derelerimizi, ormanlarımızı ve tarım alanlarımızı bu talana yem ettirmeyeceğiz. Amasra’da ve benzer facialarda yitirdiğimiz madencileri unutmayacak, unutturmayacağız.”
Sonuç: Sorumluluk Alınmazsa Yeni Facia Kaçınılmaz
KESK ve TMMOB’nin açıklaması, Amasra faciasının yıldönümünde emek mücadelesinin önemini bir kez daha ortaya koydu. Sermaye düzenine ve ihmallerin sonucunda yaşanan iş cinayetlerine karşı mücadele eden emek örgütleri, patronların ve yetkililerin sorumluluk almaması durumunda yeni faciaların yaşanacağına dikkat çekti.