Kahramanmaraş Mimarlar Odası Hizmet Binası, 6 Şubat depremlerinde etrafındaki onlarca binanın yıkılmasına rağmen hala ayakta duruyor. Mimarlar Odası yönetimi, binanın rezerv alan içinde kaldığını ve kentsel hafıza alanı çerçevesinde yıkılmaması gerektiğini savunuyor.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen depremlerin üzerinden 14 ay geçti. Depremler sonrası Onikişubat ilçesi Hayrullah Mahallesi’ndeki enkazlar kaldırılarak bölgeye Azerbaycan tarafından yapılacak olan bin civarında konutun yapımına başlandı.
Yıkıcı depremde onlarca binanın yıkıldığı mahallede ayakta kalan birkaç binadan biri de Mimarlar Odası Hizmet Binası oldu. Binanın bir bölümünü oluşturan cam çerçeveler dahi depremde çatlamadı. Birkaç sıva çatlağı ile depremi atlatan bina, depremin yıkılmayan simgesi haline geldi. Şantiye ortasında kalan binanın gündeme gelen yıkılma konusu sonrası, ‘Hasarsız kent hafıza binasıdır yıkılamaz’ pankartı asıldı.
Mimarlar Odası Kahramanmaraş Şubesi İkinci Başkanı ve Serbest Mimar Ahmet Gebel, “6 Şubat’ta çok büyük bir felaket yaşadık. Bu felaket karşısında içinde bulunduğumuz mahallede çok büyük bir yıkım geçekleşti ve oda binamız yıkılmayan iki üç binadan biri oldu. Binamız burada 15 yıldır kentimize ve mimarlara hizmet veriyor. Bölgedeki ve çevresindeki tüm yapıların yıkılmış olması odamızın ayakta kalmış olması insanlarda ve yurt dışında büyük merak uyandırdı. Odamız depremin simge yapılarından biri haline geldi. Simge yapılar ekseriyette yıkımlarla ve can kayıplarıyla oldular lakin odamız olumlu yönde, yıkılmamasıyla ve hakkıyla yapıldığı için yıkılmamasından dolayı simge yapı oldu. Bu bölge yapılaşma alanına olumsuz bir zemin. Genellikle alüvyon bir zemin olduğu Maraş ovasının devamı niteliğinde ve yapılaşma anlamında dikkatli projelendirilmesi gereken bir bölge. Binaların az katlı olması gereken bir bölge. Oda binamız bu anlamda zemin artı iki katlı bir bina. Zemin çalışmaları yapıldığı dönemde gerekli şekilde yapılmış bir bina ve imalat safhasında da mimarlar ve mühendisler gözetiminde projesine bire bir riayet edilerek en titiz şekilde uygulama sonucu yapılmış bir bina” dedi.
“Adres tarif noktası ve kentsel hafıza noktası olarak korunsun”
Binanın halk tarafından deprem öncesi ve sonrası adres tarif noktasında olduğunu, kentsel hafıza olarak korunması gerektiğini ifade eden Gebel, “Mimarlar Odası hizmet binası deprem öncesinde de adres tarif edilen yerdi. Bölge yıkıldı, enkazlar kaldırıldı ve tanınmaz hale geldi. Binamız hala bir mihenk noktası, hala odanın güneyinde arkasında ya da karşısında bölgenin mihenk taşı diyebiliriz. Kentsel hafıza anlamında biz çok kıymetli buluyoruz. 6 Şubat’tan geriye hiçbir şey kalmadı. O dönemi ve geçmişi hatırlamak adına ya da hatırlatmak adına kalan tek şey buradaki Mimarlar Odası ve karşımızdaki İnşaat Mühendisleri Odası binası. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından bu bölge rezerv alan ilan edildi. Bölge yeniden planlanıp yeniden projelendiriliyor ve yeniden inşa ediliyor. Proje safhasında oda binamızın istimlak edileceği varsayılarak bu bölgede hiçbir bina olmadan yeni bir bina yapılacağı varsayılarak yeni binalar projelendirildi. Mevcuttaki odanın da yıkılacağının bir kayıp olacağı, bir milli servet olduğu kullanılan ve yaşayan bir bina olduğu, depremin simgelerinden bir bina olduğu için korunması noktasında bir görüş ağırlık kazandı. Şu an için biz meslektaşlarımız ve bölge sakinleri bu binanın yıkılmasını istemiyor. İnsanlar geçmişini buraya bakarak hatırlıyor. Geçmişten kalan tek iz bu bina oldu. Her gün önünden geçerek çocuğunu okula bıraktığı, her gün yanındaki marketten alışveriş yaptığı, her gün önüne araba park ettiği bir bina. Geçmişten geleceğe koruyarak devam ettirmemiz gerekiyor. Odamız bu anlamda 6 Şubat öncesinin en belirgin izi. İnsanların adres tarif ederken ve evinin yerini hatırlarken gözünün önüne getirdiği bir yapı. Bu anlamda kentsel hafıza noktası olarak korunması gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerine yer verdi.