Geçtiğimiz günlerde, Fethullahçı Terör Örgütü lideri Fethullah Gülen’in ölüm haberi geldi. Kamuoyunda bu haberle birlikte hem FETÖ’nün geçmişi hem de Gülen’in karanlık yapısı bir kez daha tartışmaya açıldı. Şimdi, “Fethullah Gülen’i nasıl bilirdik?” sorusuna daha geniş perspektiften bakmanın tam zamanı.
Bir Zamanlar “Hoca Efendi”, Sonra İhanetin Mimarı
Gülen, 70’li yıllarda bir din adamı olarak başladığı yolculuğunda kendisini “hoşgörü” ve “hizmet” gibi kavramlarla süsleyerek geniş kitlelere kabul ettirdi. Okullar, dershaneler ve medya organlarıyla özellikle gençleri etkileyen, eğitim maskesi altında sinsi bir örgütlenme kuran Gülen, yıllarca “mütedeyyin bir kanaat önderi” olarak görüldü. Ancak perde arkasında daha farklı bir figür saklıydı: Devletin her kurumuna sızmayı hedefleyen, stratejik bir akla sahip, çıkarcı ve tehlikeli bir yapılanmanın lideri.
15 Temmuz: Gerçek Yüzün Ortaya Çıkışı
FETÖ, 15 Temmuz 2016 gecesi Türk milletine karşı gerçekleştirdiği hain darbe girişimiyle asıl kimliğini ifşa etti. Gülen’in emirleriyle harekete geçen teröristler, Türkiye’nin demokrasisine ve geleceğine kastederek milletin üstüne tank sürdü, bombalar yağdırdı. O gece 251 vatandaşımız şehit olurken, binlerce kişi yaralandı. Bu darbe girişimi, Gülen’in “ılımlı İslam” ve “eğitim seferberliği” söylemleriyle kurduğu maskeyi paramparça etti.
Kaçak Lider: Sığındığı Topraklarda Sessiz Ölüm
15 Temmuz’dan sonra Türkiye, Gülen ve örgütüyle topyekûn mücadeleye girişti. Gülen, ABD’nin Pensilvanya eyaletinde lüks bir çiftlikte yaşamını sürdürürken uluslararası destek arayışına girdi. Ancak zamanla gözden düştü ve destekçileri azaldı. Her ne kadar ABD yönetimi onu korumayı sürdürse de Gülen’in itibarı, hem Türkiye’de hem de uluslararası kamuoyunda yerle bir oldu. Kendi ülkesi tarafından vatan haini ilan edilen bu kaçak lider, yıllardır saklandığı çiftlikte sessiz bir şekilde can verdi.
Gülen’in Ölümü ile FETÖ Bitecek mi?
Fethullah Gülen’in ölümü, onun yarattığı yapının da sona erdiği anlamına gelmiyor. FETÖ, yurtdışında hâlâ varlığını sürdüren okulları, medya organları ve finans kaynaklarıyla aktif bir tehdit olmaya devam ediyor. Ancak Türkiye, kararlı mücadelesiyle bu terör yapısının kökünü kazımaya ant içmiş durumda. Gülen öldü, ama onun gölgesiyle mücadele sürüyor.
Tarih Onu Nasıl Yazacak?
Gülen’i tarih, bir din adamı olarak değil, milletine ihanet eden bir terör örgütü lideri olarak yazacak. Maskeler ne kadar güçlü olursa olsun, gerçekler eninde sonunda gün yüzüne çıkar. Fethullah Gülen de maskeler arkasına gizlenmiş bir figür olarak anılacak – “hoşgörü” ve “eğitim” kisvesi altında karanlık emeller peşinde koşan, sonunda milletine ihanet eden biri.
Onun ölümü, Türk milleti için bir dönemin kapanışı olsa da hafızalardaki izler silinmeyecek.
Öyle ya, unutmak en büyük ihanettir.
Unutmayacağız!