ÖRÜMCEK AĞINI ÖRÜYOR…
Musa CANKAT//15 ARALIK 2024
Evet!
Önce ırak nasiplendi(!) örümceğin zehirli ağından, sonra da Suriye…
Şimdi sıra kimde acaba?
İran da mı, Türkiye de mi, sizler ne dersiniz?
Hamaseti bırakacak olursak:
Amerika ve onu ayakta tutan Yahudi para babaları; İsrail Oğullarının geleceğini, dolayısıyla emniyetini; sağlam kazığa bağlamak ve emperyalist yayılımcılığı garantiye almak için; Ortadoğu Coğrafyasında kukla Bir Kürt devleti kurmak hedefine yarı, yarı yaklaşmış durumdalar… Türkiye ve İran Topraklarından koparacakları kendi amaçlarına yeter derecede arazi parçasıyla da, hayal ettikleri noktaya ulaşmış olacaklardır…
Yapabilirler mi?
Eh! Buraya kadar gelebildiklerine göre sonrasını da mutlaka deneyeceklerdir… Emin adımlarla, hiç acele etmeden, bir örümcek sabrı ile, ülke içinde satın aldıkları adamlarını da kullanarak hedeflerine ulaşmaya çalışacaklardır…
Irak da böyle oldu mesela… Suriye de yaşananları da hep birlikte izliyoruz…
Dikkat edelim!
Hedeflerindeki sıra, ülkemiz olabilir. Çünkü coğrafi konum bunu gerektiriyor. Kökü I. Dünya paylaşım savaşına dayanan Ortadoğu toprakları, çakal hırsı ile paramparça edilirken; Lübnan, Filistin. Ürdün, Suriye ve ırak sınırları; SYKES-PİCOT anlaşması gereğince cetvelle çizilip bölge halkına pay edilmiştir. Karışık ırk, din ve mezhep erbabı olan halk, emeksiz topraklara sahip olmanın rehaveti içinde 21. Yüz Yıla kadar gelmiştir… Anadolu ise:
Wilson Prensipleri uyarınca aynı akıbete uğrarken: Adı Mustafa Kemal olan Bir kahraman çıkmış; müstevlilerin heveslerini kursaklarında bırakarak, Misak-ı Milli Sınırlarımızı Mehmetçiğin kanıyla sulayarak çizmiştir.
Bu nedenledir ki:
Kanla sulanan bu topraklar, yine kan dökülerek korunmalıdır ve de korunacaktır da…
Henri Kissinger’ı ( Kısıncır) hatırlayan var mı?
1970 lerde Amerikanın Dış İşleri Bakanlığını yapmıştı…
O, Bir Amerika gerçeğini dinlendirir, der ki:
“Bizler aramızdaki vatan hainlerini öldürürüz; diğer ülkelerdeki vatan hainlerini ise, kahramana dönüştürür, o ülkenin üst yönetim kurumlarına getiririz…
Yani:
İçteki vatan hainlerini yok ederken, dışta ki hainleri maşa olarak kullanırız. İşte o nedenle dünya avucumuzda dır…” Demiş… Eh! Feto sevenlere ithaf edilir yani… Sakın! Bana daha yok mu diye sormayın, kimsenin günahına girmek istemem, Allah’tan korkarım, ben…
Şu Amerika var ya…!
Onun nezdinde PKK, Bir numaralı terör örgütüdür. Ve hatta bu görüşünü kanıtlamak için, Sayın Bahçeli büyüğümüzün günümüz kahramanı APO YU (!) Kenya da paketleyip bizlere emanet olarak vermişti…!
Öte yandan:
Özal zamanında, Malatya da konuşlanan ve adına “Çekiç Güç” denilen Amerika askeri üs merkezince, Irak Sınırı boyunca sözde emniyeti sağlamak için kullanılan hava araçları, PKK ya lojistik destek sağlarken tespit edilince; dönemin Jandarma Genel Komutanı Rahmetli Eşref Bitlis; olayı yerinde tespit etme amacı ile, Etimesgut Askeri Hava Üstün’den havalanır havalanmaz, uçağı düşmüş ve Sayın Bitlis şehit olmuştur…
Böylesi bir kötü tesadüf, demek ki oluyor muş?….! Mesela yani…
Keza:
7 Haziran 2015 seçimlerinde hiçbir parti mecliste çoğunluğu sağlamayınca ve koalisyon da da anlaşma olamayınca, 1 Kasım 2015 de Genel Seçim kararı alındı…
Ama tesadüfe bakın ki:
10 Ekim 2015 de Ankara da başta Türk Tabipler Birliği olmak üzere Bir çok parti ve sivil Toplum Kuruluşları, Kurtuluş Meydanında yapılacak mitinge gitme hazırlığı için, Ankara Gar Meydanında toplandıklarında; İki canlı bomba patlayınca 109 Yurttaşımız öldü…Faillerinin İŞİDLİ olduğu söylenen bu terör örgütünü Amerika’nın beslediği söylene gelmektedir…
Bir söylence ki:
109 Yurttaşımızın ruhu, 1 Kasım 2015 seçimlerde AKP ye % 49,5 luk Bir oranla meclis çoğunluğunu kazandırmıştır…Tesadüf işte ?
Amerikanın başını çektiği emperyalizmin ne yapacağını
kestirmek, o kadar kolay değildir. Başta ülkemizi yönetenler ve yönetecek olan parti ve kadroları, dolayısıyla bizler, sunulacak olan geçici olanaklara aldanıp kişiliğimizi ve ülke çıkarlarımızı, dış kaynaklı kötü emellere kurban etmeyelim.
Biz Bir çok ırkın harman olduğu üniter bir ulusuz… Tutkalımız Kemalizm dir. Bundan Bir Milim taviz verirsek “Sarı Öküzü” de verir, Türkiye Cumhuriyetinin ruhuna kendi dilimizle Fatiha okuruz…
Bakar mısınız? Bu gün:
“Atatürk’ü Koruma Kanunu” kaldırılsın diyen satılmış diller; yarın Türkiye Cumhuriyetini de yok etmeye cüret edeceklerdir…
Kınıyorum O kafaları…! Atatürk’ün kurduğu meclise, politik çıkarları için bu zihniyeti taşıyan her kim, her kimler ise; hiç de iyi niyetle onları anamıyorum. O kadar çok sorunumuz varken Atatürk’le uğraşmak,” Gaflettir, delalettir ve de ihanettir”…
Son söz:
Ne Ulu Önderimiz Atatürk den, ne de O’nun eseri olan Laik Türkiye Cumhuriyetinden vazgeçerim…
Sizlerden de asla şüphem yoktur…
NOT: Dinimizi, kendi özgün dilimizle öğrenmek için yüce kitap KURANI, Cumhuriyetimizin de kuruluş tarihini NUTUK da okuyalım.